KRALIN ÇOCUKLARI


Yaşlı kral ülkesini yıllarca yönetmişti. Halkı ondan memnundu. Şimdi hasta ve yorgundu. Vezirini çağırarak şöyle dedi: Ölümüm yakındır. Yerime uygun birisini bırakamaz isem bunca yıldır halkımı memnun etmemin ne anlamı kalır. İki oğlum var. Birisi merhametsiz, öteki cimri. Biri halkıma zulmeder, öteki halkımı fakir eder.

Vezir biraz düşünüp, krala güzel bir fikir sununca, kralın yüzündeki karamsarlık yerini tatlı bir huzura bıraktı. Birkaç hafta sonra kral vefat edip, kralın vasiyeti açıklandı. Kral bir oğluna tacını diğerine tahtını bırakmıştı. Kim kral olmuştu? Herkes şaşkındı...

Bir oğlu; kral benim, hiç tacı olmayan kral olur mu? dedi. Diğeri ise; tahtı olmayan kral nerde oturacak? Hep ayakta mı duracak? tabi ki kral benim dedi. Kimin kral olduğu belli olmadığı için, kısa süre sonra ülkenin işleri aksamaya, halkı huzursuz olmaya başladı. İki kardeş karar verdiler. Vezirin yanına gidip bu işi sen hallet dediler. Vezir, sarayın bahçesindeki elma ağacının önünde halkı topladı. Bütün elmalar toplandı. Ağaçta sadece iki elma kaldı.

Sonra kralın çocuklarını çağırdı: ‘Sizi bir sınav yapacağım, kazanan kral olsun’ dedi. İki kardeş razı oldu. Vezir:"Ağaçtaki iki elmadan birisini sen, diğerini de sen koparmaya çalış. Koparmaya çalışırken sen tahtını, sende tacını kullan" dedi.

Kardeşlerden ilki baktı ki elma yüksek dalda, tacını fırlattı elmaya. Elma dalından koptu, yere düştü ama tacı ağacın dalında kaldı.

Diğeri de kendi elmasına erişmek için tahtın üzerine çıkıp zıplamaya başladı. En sonunda öyle bir zıpladı ki elmayı kopardı fakat tekrar tahtın üzerine düşünce, tahtı süsleyen mücevherler yere saçıldı.

Vezir dedi ki kardeşlerden ilkine:"Bak sen elmayı kopardın ama koparırken onu fena ezdin. Bu elma senin yöneteceğin halkı temsil ediyor. Sen kral olursan halkını böyle ezersin. En sonunda tacını ağacın dalında bıraktığın gibi krallığını da bırakmak zorunda kalırsın."

Diğerine dedi ki: ‘’Sen ise tahtındaki mücevherleri düşürmen yani onları feda etmen karşılığında elmayı koparabildin. Yani krallığının zenginliğini halkınla paylaşacak olursan iyi bir kral olabilirsin.’’

Bunun üzerine kralın oğlu hemen tahtından düşen mücevherleri aldı, orada toplanmış olan halka dağıttı. Böylece cimrilik yapmayacağını ispatladı ve kral oldu. Diğer kardeşi de merhametli bir insan olmaya gayret etti. Ülke tekrar huzura kavuştu.

0 Comments:

Post a Comment